Haksızlığa karşı susan dilsiz şeytandır.” Hz. Muhammed
”Haksızlığa karşı susan dilsiz şeytandır.” Hz. Muhammed ”Ben adaletin peşindeyim, kim için veya kime karşı olduğu önemli değil.” Malcolm X ‘’Hukuk bazen uyur, ama asla ölmez.’’
Lütfen okuyun ve lütfen beğeni ve paylaşım butonlarını kullanın. Hiç istemem böyle şeyler. Gerek de duymam asla. Peki, şimdi neden mi rica ettim? Yarasalara, her şeyin farkında olduğumuzu ve cezasız kalmayacaklarını haykırmanızı istiyorum. Kan emici yarasalar sözüm size; Bir okuyun bakalım, etrafa bir sorun bakalım, benim söylemlerimde, yazılarımda zülfüyâre dokunmadığım kim kalmış da bana yafta yapıştırmaya kalkıyorsun o sığ aklınla? Var mı cesaretin, konuş bakalım. Bana mafya demişsiniz, siyasi yaftalar yapıştırmışsınız.
Aba altından sopa göstermeye teşebbüs etmişsiniz. Sonu zafer olacak savaşta alınan yaralar acıtmaz, bilmiyor musunuz? Ah bir de yüzüme konuşabilseniz. 3’ünüzü topluyorum 1 adam etmiyorsunuz. Rütbe, makam, şan, şöhret, zenginlik yaratığı, adam etmez. Adamı adam yapan hamurudur. Hamurunuz, mayanız bozuk, hiç kimse birdenbire bu kadar çukurlaşamaz. Sizinkisi maya meselesi. Benim Allah’ım var gücümü ondan alıyorum. Siz ise hayal dünyanızdan, dalkavuklarınızdan. Bana karşı çare arıyormuşsunuz. Ya Hu, yıldırıma çare aranır mı? Zenneler, kumda oynuyorsunuz, kumdan da ip yapıp beni asmanın yolunu arıyorsunuz.
Sizin mesleğiniz şarlatanlık, dolandırıcılık, sahtekârlık; Mesleğinizde ustalığınız arttıkça ahlaksızlaşıyor, arsızlaşıyorsunuz. Benimle uğraşmaya, arkamdan dolap çevirmeye teşebbüs edeceğinize, bahşedilen sayılı nefesinizi, adam olmaya harcayın. Benim alnım açık, siz kelden saç koparmaya çalışıyorsunuz. Ben doğarken hiçbir şeyim yoktu. Ben öldükten sonra da hiçbir şeyim olmayacak. Sizin var mıydı ya da olacak mı? Aslanla yatağa girilmez, bilmiyor musunuz? Hep aynı şarkıları söylemeye devam ediyorsunuz. Kendi yaralarınıza bakmadan, başkalarına hekim kesiliyorsunuz. Kendinizi bilmeden, başkasına öğretmen olmaya kalkıyorsunuz.
Siz cüceleri yüce dağlara çıkarsam boyunuz uzamaz, bilmiyor musunuz? Bana karşı yenilmeniz kaderiniz ise gama kedere ne gerek var, teslim olsanız ya. Belki canınız daha az yanar. İyi bilirsiniz, geç öfkelenirim ama fena öfkelenirim. Bilmeyenleriniz de elbet öğrenip tadacaklar. Cahil zavallı insanları, çatal dilinizle kandırıp fanatiğiniz ettiniz. Bir de dalkavuklar sürünüz var. Cahil aldatılan insanım elbet uyanıp hesap soracak sizden de dalkavuklarınızdan da. Güneşi sıvamaya, sizin üzerinizdeki pislik ve çamur bile yetmez. Siz sosyopatsınız ve zaman sizi gizlemişti. Size, zaman ve fırsat vermişti adam olun diye. İşte şimdi zamanı geldi.
Sizi zaman ortaya çıkaracak. Karanlık inleriniz sizi koruyamayacak, dalkavuklarınız sizi satmaya başladı bile. Zar dönüyor, kasırga geliyor. Daha savaş borusu çalmadan tir tir titriyordunuz. Bakıyorum muzaffer komutan edasıyla türküler söylüyorsunuz, mezarlıktan geçenler misali. Ah hainler, hem dürüst hem havalı hem de büyük bir adammışsınız gibi görünmek istiyorsunuz da, havalı adam, küçüktür be ödlek yarasalar, bunu da mı bilmiyorsunuz!? Kendinize ağır abi, esrarlı, gizli, sırlı bir rol biçmişsiniz ama toplum içine dahi çıkamıyorsunuz. Kortizonlu delikanlılar sizi, bilmiyor musunuz kortizonun etkisi zararlı ve geçicidir? Masumsanız hiçbir yargılamadan korkmayınız. Halkın mahkemesinde hesap verirken de öyle yine havalı falan görününüz, olur mu? İç yüzünüzün açığa çıkmaya başlaması ne acı değil mi? Sizin şereften, ardan, erdemden, insaniyetten uzak oluşunuzun sonuçları, tüm toplumun felaketidir.
Örnek mi vereyim? Peki. Bu yarasalardan biri şehitlerimizden dem vurmuş. Arsız şerefsiz, alma ağzına şehitleri. O paçavra boynunda, bölücülerle halay çekerken yok muydu şehidimiz be hey şerefsiz. Diğeri, öğretmen bozuntusu şerefsiz, hukukçuyum diyor, ne öğretmenlik mesleğine ne de yalancıktan dediğin hukukçuluğa çamurunu sıçratma. Durmadan kuduzunu etrafa, salyasıyla saçıyor. Şikâyet etmediği kişi kalmadı ama çocuklarına fiziken ruhen zulmediyor. Be hey yalancı sahtekâr şerefsiz, ne hukukçusun ne insansın ne de baba. Daha örnek mi istiyorsunuz? Zamanı var. Halk kahramanı kisvesinde, asıl halk düşmanları bu yarasalar gibi, onlara da sıra geldi. Sizden, cacığa hıyar bile olmaz, göreceksiniz. Size merhamet, af, görmezden gelme yok. Susup günahınıza ortak olmak da yok, göz yumup sizden iki kat fazla suçlu ve günahkâr olmak da yok. Size susup, göz yumarak kollamak, iyilere zarar vermektir. Hasta ruhlu sosyopatlar, komiksiniz de aynı zamanda. Facebookta, sosyal medyada beğeni butonu tıklanma sayısıyla kendi haklılıklarını paralel tutup, biz haklıyız diye sırıtıyorlar. Siz, okuyanlar, bu mecrada da yapacağınızı, gereğini bilirsiniz…
Beylik laflarla bir kıvırmalar, benim diyen zennelere taş çıkarmalar… Dünyanın kanunları hem yazılı hem sözlüdür. Kanunun uygulanması ertelenirse, bizde sıkıntı yapar. Artık gece. Karar zamanı. Silaha sarılma zamanı ise gündüz. Teşbihte hata olur mu? Sizin içinizi dışınızı biliriz. İçinizi dışınıza çıkarmasını da biliriz. Eylemlerinizin sonuçları tüm suçlarınızın kanıtıdır. Yargılandığınız davanızın tanıkları da insanlarımızın vicdanlarıdır. Bu masum ve sizin tarafınızdan kandırılan insanların öfkeleri de çok ağırdır. Sonradan pişman olacağınız işleri artık bırakın, aktif pişmanlık hükümlerinden faydalanmak için yalvarın.
Takke düştü kel göründü. Tek damla su bile kayayı oyarken, bu sel neler yapmaz, tövbekâr olun, af dileyin, erdemli davranmanız imkânsız ama bari bir kez dürüst olun, suçlarınızı itiraf edin, siz bizzat açıklayın. Allah affediyor, kul, haşa, neden affetmesin? Cezada indirime de gidilebilir… Unutmayın iş başladığında mutlaka biter, bu dava başladı, son söz size verilmişken, kulak verin sözlerime. Kandırdığınız masum halk bağırıyor duymuyor musunuz ‘’ Adalet olsun da, isterse kıyamet kopsun.’’ Ha diyorsanız ki harama bulaştık bu bizim özümüz, mayamız, siz bilirsiniz. Ya da bu sözlerimi blöf falan da sanıyorsanız yine sizin bileceğiniz iş. Ama sizin gibi yalancılara çok güçlü hafıza lazım ki yalanlarınızı ve benim size yaptıklarımı hatırlayabilesiniz. Bir yoklayın hafızanızı, ondan sonra ister uyun sözlerime ister uymayın. İster kıstırın kuyruğunuzu ister kıstırmayın.
Unutmayın, derin nehir fazla ses çıkarmadan akar. Nerde ne zaman yeryüzüne çıkacağı da bilinmez. Güneş her yeri aydınlatır sizin inlerinizi bile. Bu yazımı, hakları ellerinden alınan, masum, tertemiz halkımın, farkında olduğu/olmadığı zulme tercüman olmak ve insanlarımı farkında ve duyarlı hale getirmek amacıyla kaleme aldım.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.